3 Mayıs 2010 Pazartesi

Karmakarışık evet ama kime ne ki?




Bugün ruh halim pek bir garipti, kendimi ben bile anlayamadım aslında...

Bir mutluydum, bir mutsuz, bir çirkindim, bir güzel, bir gerekliydim, bir lüzumsuz ve bir vardı kendime güvenim, bir yok...

Dedim ya anlamadım ben de...

Haftalardır, gittiğim 'Anadolu ateşi' gösterisi hakkında yazmak istiyorum ama bir türlü başaramadım. İzlerken aklıma gelen kelimeleri dökemedim kağıda. O an anlamlıydılar da şimdi hiç bir manaları yokmuş gibi geliyor. Kelimelerle anlatılamayacak bir gösteriydi.

Kime neyi açıklıyorum ki ben şimdi? Sevgili blog özür dilerim sana daha fazla vakit ayırmalıyım ama olmuyor.

Kafayı yemeye yakın bir noktada duruyorum, sadece duruyorum; hareket kabiliyetim sıfır... Elim kolum bağlı, bir şeyler benim dışımda gelişiyor...

Ne yapacağımı bilmemek mi beni bu hale getiriyor? Bir sonraki hareketimi tahlil edememek... Özlediğim birine nasıl sarılacağımı bilememek...

İşve, cilve, naz üçlüsüyle hiçbir yakınlık kuramadım şimdiye kadar. Tanınmadığım bir ortamda karizmatik olarak nitelendirilebilirim, çekici olabilirim; bugün yine gördüm bunu. Kimseyi tanımadığım bir sınıfta otururken, insanlar bana kaçamak bakışlar atarken, benimle konuşabilmek için saçmalamaya başlarken. Bir kez daha hissettim arkadaşlarım beni nasıl sevdilerse ben öyle kalmışım... Farklı davrandığım anda başlıyor sual 'Durgunsun bugün' 'Neyin var' bir şeyim yok yalnızca değişmeye ihtiyacım var... Sizin yüzünüzden olduğum yerde sayıyorum resmen. Ben komik olmak is-te-mi-yo-rum. Garip mimikleri olan, sesini değiştirerek, yüzünü buruşturarak taklit yapan kız olmak istemiyorum artık.

Potansiyel arkadaş olmaktan bıktım. İnsanların bana baktıkları anda alnımda yazıyormuş gibi arkadaş diye etiketlemelerinden bıktım. Değilim, artık değilim işte... Benim arkadaşlığımı kazanmak kolay olmayacak artık, ben mutlu etmek için uğraşmayacağım siz uğraşın yahu biraz da. Mutlu olan insanlar görünce mutlu olmaktan vazgeçmeliyim. Benim mutluluğum diye bir şey kalmadı çünkü. Fazla hümanist, fazla sizcil oldum. Bencil olmak istiyorum yahu ben birazda ben önemli olayım, biraz da ben gülümsediğimde gülümsesin insanlar. İnsanım ben... Saçma sapan şeylere takılmayacak kadar mantıklıyım belki, ama ben de kırılırım, ben de hatırlarım, gereken yerde bende kozlarımı ortaya çıkarırım.

Ergen genç kızlar gibi olmadım olmayacağım, hele şu bebek taklidi yapan şımarık gerizekalılardan asla olmayacağım. Ben küçük bir kız değilim; ben bir kadınım... Ne istediğini bilen ve istediği şeyi almak için yapmacık olması gerekmeyen bir kadın... Yanında kendim olabildiğim adamı çok özledim. Beni olduğum gibi seven, bana değerimi hatırlatan, unuttuğumda kim olduğumu anlatan adam varya hani... Hah işte onu çok özledim...

Emin olduğum tek şey bu... Neden bu kadar yoğun hissedebildiğimi ben de bilmiyorum... Hissedebildiğim tek şey bu belki de. Kendimi dizginlemek adına bu histen de vazgeçmeli miyim gerçekten? Mantıklı kalabilmek istiyorsam, evet bu gerekli sanırım

Bir şey oldu da ona mı bu tepkili halim? Hayır yalnızca içinde bulunduğum hali çözmeye çalışıyorum, içe bakış yöntemi... Kendime bakıyorum, kafamın içine bir göz atıyorum... Yazdıklarım bir bütünlük içermiyor; farkındayım. Kafam bu denli karışık işte kendimi sorguluyorum ve aynı anda sorgulamamı yazıya döküyorum. Günlüğüme değil de buraya yazıyorum. Birileri bir şeylerin farkına varsın diye belki. Ama farkındayım demesin kimse, sadece farkındayım diyebilmek için önemser tavırlar takınmasın...

İnsanlar beni sevsin istiyorum aslında, tüm insanlar sevsin beni... Yahu neden? bırak sevmesin herkes... Herkesin beğendiği kız olmadım hiç; yanımda hep çok güzel kızlar vardı ama, herkesin beğendiği herkesin mutlaka aklına yer eden kızlar. O yüzden pek çok erkek kanka muhabbeti yaptı bana sırf yanımdaki kıza yaklaşabilmek için geldiler yanıma ben de öyle öyle potansiyel arkadaş rolüne yapışıp kaldım belki. Bazen yalnız kalmak istiyorum. Yapayalnız... Tanıdığım hiç kimse olmasın ki çevremde benim kendime güvenim gelişsin otursun biraz.

Silikleştim... Kendi hikayelerim yok hiç... Günlüğüme yazdıklarımı düşünüyorum da ne kadarı bana ait onların? Çok azı... hep şu şunu bu bunu yapmış ben kitap okumuşum film izlemişim, şunun ve bunun dertlerini dinlemişim onların dertlerini derdim bilmişim ağlamışım. Ben yaşamamışım hep izlemişim 'Ben artık şarkı dinlemek değili, şarkı söylemek istiyorum...'

offfffff karmakarışığım

Ağzımın içinde boğazıma yakın, dişlerimin başladığı ya da bittiği yerde tam, damak denebilir galiba ama epey geride bir yara çıkmış. Boğazıma bir şey yapışmış hissi veriyor ilk başta su içince gider sandım sonra aynada baktım ki yaraymış ve gidemezmiş o. Kedi k.çını görmüş yara sanmış hesabı ona mı bu serzenişim. Hiç alakası yok ama olur mu olur :D Yok ondan değil tabi, kendimi sorguluyorum sadece. Hissizliğimin altındaki sorunu anlamaya çalışıyorum, kaynağa inmeye çalışıyorum.
Karışık ama bir şeyler de çıkıyor sanki...

Aman yaaa... Kime ne?